Bu sırada Yavuz Sultan Selim'in kaldığı çadırı sürekli temizleyen bir cariye,bir hanım var. Bu cariye bir,iki,üç derken birçok kez Yavuz Sultan Selim'e denk geliyor ve onun endamını,heybetini,yüzünü,nazarını fark ediyor.
Cariye eskiden sadece hayranlık beslediği bu koca sultanı canlı görünce aşık oluyor tabii...
Cariye aşık olmasına aşık ama aklındaki düşünceler içini kemiriyor." Aşkımı nasıl ifade edebilirim, ifade etsem de o koca bir sultan ben temizlikçi bir cariye..."
Bu düşünceler içini kemirirken bir taraftan da kızın kalbi yerinde durmuyor bakıyor ki bu aşk bu dert onu öldürecek...
En iyisi bir not yazmak diyor.Yine bir gün padişahın çadırını temizlerken padişahın yatağının üzerine bir not iliştiriyor:
" Derdi olan neylesin... "
Padişah akşam çadırına geldiğinde yatağında bu notu görüyor ve tebessüm ediyor çünkü bu notu o cariye kızın iliştirdiğini anlıyor.Bunun üzerine padişah hemen altına bir mısra yazıyor:
" Derdi olan neylesin
Derdi olan söylesin. "
Ondan sonra padişah notu yatağının üzerine bırakıyor ve sabah çadırından çıkıyor.
Kız padişah çıktıktan sonra çadırı temizlemek için girdiğinde yatağın üzerinde notu görüyor.Merakı tüm bedenini ele geçirmişken gidiyor hemen yatağa ve bakıyor ki bir mısra daha yazılmış.Bu mısrayı hemen okuyan kız okuduktan hemen sonra bir mısra daha ekliyor kağıda:
" Korkuyorsa neylesin? "
Padişah o gün yine geldiğinde yatağının üzerinde o notu görüyor ve okuduktan sonra direk yazıyor:
" Hiç korkmadan söylesin. "
Kız ertesi akşam geldiğinde hiç korkmadan söylesin i de görünce mutlu oluyor.Bir yandan da padişahın bu sözü üzerine "Ben aşkımı nasıl ifade edeceğim?" diye de düşünürken; padişah kızın derdi neyse, ne söyleyecekse, ne ilan edecekse etmesi için çağrılmasını emrediyor.
Bu emir üzerine kızı padişahın huzuruna getiriyorlar.Kız geliyor:
" Efendim,Hünkarım " diyor.
Padişah: " Buyur. " diyor.
Kız: Ben size bir şey söylemek istiyorum.
Padişah: Buyur, söz senin.
Kız: " Efendim, ben size... " diyor ve yığılıyor padişahın kollarına.Canını padişahın kollarında teslim ediyor.
Padişah bu olay karşısında kendini tutamayarak ağlıyor ve diyor ki:
"İşte gerçek aşkı bu cariyeden öğrenin çünkü gerçek aşık sevdiğinin yolunda olur ve o yolda ölür."
Ondan sonra padişah bir kıta söylüyor:
" Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi füzun eşkımı hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek "
bitirdikten sonra padişah bu kıtanın cariyenin kabrine yazılmasını istiyor.
Kıtada padişahın anlatmak istediği:
" Ben aslanın pençesi olarak anılan sultan,aslanları yerle bir eden sultan bir ahu gözlünün bir ceylan gözlünün karşısında yenik düştüm... "
yavuz sultan selim ve cariye aşkı Yavuz sultan selim ve sevdiği aşık olduğu cariye.müthiş bir hikaye müthiş...
YanıtlaSil